Türk Ocakları Başkanı Gürgür, Zaman’a son yıllarda yaşanan “milliyetçilik ve ulusalcılık” tartışmasına yönelik de değerlendirmelerde bulundu. Pozitivizmin modernleşme sürecinde yalnız bir kesim üzerinde değil, bütün kesimlere nüfuz ettiğini belirten Gürgür, kendi camialarının da bundan etkilendiğini vurguladı. Milliyetçi camianın damarlarının sağlam bir şekilde, “Türk ve İslam” anlayışının bütünleştirilmesi üzerine inşa edildiğine dikkat çeken Gürgür, “Mesela en çok Durkheimci olarak eleştirilen Ziya Gökalp, çok açık bir şekilde ortaya konulan, ‘Türk milletindenim, İslam ümmetindenim, Batı medeniyetindenim’ tarzında bir ifadesi var. Onun pek çok yazılarında, bizim Türk ve İslam medeniyeti üzerinden bütün bu mazlum milletlerin kurtuluşuna ışık tutacağımız ifade yer almıştır.” dedi.
1950’lerde kurulan Türk Milliyetçiler Derneği’nin de “Hira Dağı kadar Müslüman, Tanrı Dağı kadar da Türk’üz ” ifadesinin görüşlerini yansıtması açısından önemli bir slogan olduğunu dile getiren Gürgür, bu pozitivist etkilerin içerisinde zaman zaman birçok milliyetçinin ulusalcı diye tabir edilen, seküler bir söyleme dayanan görüşleri ortaya koyduğunu gördüklerini anlattı. Bu kişilerin, milliyetçilerle karıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Gürgür, şöyle konuştu: “Milliyetçiliğin bir tarih perspektifi var. Bir tarih şuuru var. Oysa ‘ulusalcı’ diye tanımlanan çevrelerin, tarihimizi inkâr etme konusunda görüşleri bulunuyor. Tarihi görüşleri konusunda bir kere, bu kişiler bize uymuyorlar.”
Ulusalcı camia ile aralarındaki ikinci farkı, bilimsel bilgiyi elde etmede izledikleri metotla yaşadıklarının altını çizen Gürgür şöyle devam etti: “Biz bilimsel bilginin tamamen seküler (dünyevi) anlayış içerisinde yüceleştirilmesinin doğru olmadığına inanan bir camiayız. Dolayısıyla böyle pozitivist bir anlayışı da doğrusu benimseyemeyiz. O açıdan mütedeyyin çevrelerle, milliyetçilik arasında varmış gibi görünen bu farklılık, söylediğim sağlam damarların temsili anlamına gelmiyor. Bunlar, zaman zaman çeşitli kurum ve kesimler tarafından da söyleniyorsa da birer bilgisizlik ifadesidir.”
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1118691