Şu popülist-ideolojik “İslamcı”ları hiç anlamamışımdır. Ben bildim bileli, ağızlarını açtılar mı, “Ne demek kardeşim Türklük falan?… Kavmiyetçilik haram…” gibi laflar ederler.
Evet, Allah katında üstünlük ne ırktadır ne kavimde, ne de kabilede!… Takva sahibiyseniz ind-i ilâhîde üstünsünüzdür. Bu formül bu kadar basit…. Âmennâ ve saddaknâ!…
Kan ırkçılığı, insanın biyolojik olguya indirilmesidir ki, bu eşref-i mahlukât olan insanı, ot, çöp, sıradan hayvan derekesine indirir. Böyle bir ırkçılık anlayışını lanetlemek bile azdır.
Irkları biyolojik bir olgu şeklinde görmek, modernitenin dayattığı bir sapıklıktır. Modernite ve batıcı aydınlanma öncesinde, ırk kavramı zaten yoktu ve devletler, imparatorluklar ve bunlara benzer sosyal teşekküller ırk esasına göre oluşmamıştı.
Bizde 1930’ların ortasında, bir ara kafa tasına göre bir ırkçılık egemen kılınmaya çalışılmışsa da, bu çılgınlıktan hemen vaz geçilmiştir ama az da olsa izleri bugüne kadar sürmüştür. Artık, bu anlayıştaki ırkçılık anlayışı, marjinal bir zihniyet olarak varlığını sürdürmektedir.
Benim şaştığım husus, son 15-20 yıldan beri, popülist-ideolojik “İslamcı”ların, “İslam” ve “Müslüman” kelimelerini “Kürt” kelimesi ile çok rahat kullanabilmeleri ama mesele “Türk” kelimesine gelince celallenmeleri.
Birader, bir insan dinen Müslüman olabilir ama milliyet olarak Türk, Kürt, Arap, Fars, Boşnak, Çerkes, Malezyalı, Somalili olabilir. Bu milliyet veya vatandaşlık adlarıyla İslamiyet rahatça bir araya getirilebilir ve getiriliyor da… Ama mesele “Müslümanlık” kelimesi ile “Türk” kelimesini beraber kullanmaya geldi mi, hazretlerin tüyleri diken diken oluyor.
Duydunuz veya seyrettiniz. Popülüst-İslamcı bir sosyoloji profesörü, bir üniversitedeki konuşmasında “Zaten Türk de yoktur.” dedi.
Aynı zamanda Ak Parti MKYK üyesi olan bu arkadaş, yazılarında ve konuşmalarında, çok rahat bir şekilde Kürt ve Arap kelimelerini kullanırken, “Türk”e gelince motor yakmaya başlıyor.
Neymiş?… Bir kaç nesil öncesini kim bilebilirmiş?… Bir kaç nesil önce nerden malummuş, başka ırklarla karışıp karışmadığımız?… O yüzden saf Türk yokmuş… Bizzat bu bakış, kan ırkçılığının dik âlâsıdır. Milliyeti, kan derkesine indirirseniz, böyle saçma sapan tezleriniz olur işte.
Türkler başka ırklarla karıştı, Kürtler ve Araplar karışmadı ha?… Güldürmeyin adamı!…
Türklük bir kan meselesi değildir. Türklük her şeyden önce İslamiyetin bayrakdarlığıdır. Yunus Emre’dir… Süleymaniye’dir… Itrî’dir… Aşık Veysel’dir.. Bunları meydana çıkaran başka bir millet olsun, biz o millete mensup olalım…
Türklüğü buharlaştıran benzer lafları, partizan cumhuriyetçiler de etmişti yıllarca. Onlara göre de eski Anadolu halkıyla karışmışız da, onlarla birleşip kaynaşmışız da, artık saf kan Türk falan kalmamış da…
Popülist-İslamcılar, “İslam kardeşliği” adına Türklüğü yok sayarken, partizan cumhuriyetçi laikçiler, hümanizm adına yok saydılar…
Düne kadar “Kürtlük inkar edilemez.” diyenlerin, şimdi Türklüğü inkar etmelerine de akıl sır ermiyor.
Türklük diye bir şeyin olmadığını söyleyen, bir yazar veya sıradan biri olsa, ciddiye almazdık ama Ak Parti MKYK üyesi biri bu lafı ederse, parti vizyonu dışına çıkmış olur. Bugün Ak Parti, bütün Türkiye’nin partisi ise, milliyet inkarına değil, milliyetleri imtizaç ettirdiği için bütün Türkiye’nin partisidir.
Arkadaş, Türklük konusu, ayrıca savunulacak bir olgu değildir; o, kendiliğinden vardır.
Hatta ben bu yazıyı yazmaktan bile utanıyorum. Türklük benim savunma yazıma bile muhtaç değildir çünkü.
Ulan, bu dünyada herkese yer var da, sadece Türklere mi yer yok!…