Neşri tarihinde ibret alınması şart olan bir olay nakledilir. İşte Neşrî‘nin o olayla ilgili anlattıkları: “Bu Âl-i Osman, bir doğruluk ve adâlet timsali soydur. Bilginlerin yasaktır dediği şeyden titizlikle kaçınırlardı. Osman ve Orhan zamanında bilginler bozgunculuk ve düzenbazlıktan uzaktılar… Kara Rüstem adında bir fakih Karaman’dan geldikten sonradır ki hile ve yabancılaşmalar başladı ve kadılar ilimleriyle amel etmeyerek rüşvet alma yoluna koyuldular. “Yıldırım Beyazıt, rüşvetin alıp yürümesi üzerine kadıları teftişe ağırlık verdi ve gördü ki, rüşvet korkunç boyutlara varmıştır. Beyazıt ’Bunların hepsini bir yere toplayıp yakmak lazım’ diye konuşmaya başladı. Devrin meczuplarından ARAP diye bilinen biri, Beyazıt’a şöyle dedi. ‘Sultanım Bizans’a gidip bir gurup ruhban getirelim. O kadılar yerine işleri onlar halletsinler. Padişah hayretini bildirince şöyle konuştu ARAP: “Kadılar ilimlerine ihanet ediyorlar. Diğer memurlar ise bu işin ilmini bilmezler. Rahipler her ne kadar Müslüman değillerse de yine Allah’ın vahyi olan İncil’e inanıyorlar ve ilimleri de vardır. O halde ilmine ihanet eden kadılarla, ilimden yoksun kullarına iş havale etmektense bilgin gayr-ı müslümlere güvenmek yeğdir.” (Neşri tarihi,1/337-339) (Nakleden: Hicran GÖZE)