Eskişehir Türk Ocağı geleneksel Perşembe Sohbetleri’ninbu haftaki konuğu ”Tefekkür ve Tasavvuf Dünyamızın Sesi: Samiha Ayverdi Hanımefendi”başlıklı konuşmasıyla Kütahya Mevlânâ Araştırma Kültür San’at Derneği Başkanı Rıza Tekin Uğurel’di.Edebiyatımızın, tasavvuf ve tefekkür dünyamızın en mühim isimlerinden olan merhûmeSâmiha Ayverdi Hanımefendi hakkında sayınUğurel özetle şunları söyledi:
Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 25 Kasım 1905 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi, Fatma Meliha Hanım, babası Yarbay İsmail Hakkı Bey’dir. Soyu, anne tarafından Kanunî zamanında yaşamış ve Budin seferinde şehit düşmüş Gül Baba’ya; baba tarafından Orta Asya’dan Anadolu’ya geçmiş Ramazanoğulları’na kadar uzanmaktadır.
Sâmiha Ayverdi, resmî anlamdaki ilk tahsilini, henüz beş yaşında iken gittiği Mahalle mektebinde yaptı. Daha sonra 1921 yılında Süleymaniye Kız Numune mektebini bitirdi. Sonraki eğitimleri ise, resmî müesseseler dışında gerçekleşmiş; tarih, tasavvuf, felsefe ve edebiyat alanlarında hususi öğrenim görmüş, Fransızca dersleri almış, güzel sanatlarla ilgilenmiş ve keman çalmayı öğrenmiştir.
Fakat,Sâmiha Ayverdi’nin asıl rûhî ve fikri gelişmesi ve bu anlamdaki şahsiyetinin teşekkülü Fatih’teki Ümm-i Ken’anDergahı’nın Şeyhi Kenan Rif’âî’ye intisapları neticesinde onun irşadlarıyla olmuştur.
Sâmiha Ayverdi, ilk eserlerini 1938 yılından itibaren vermeye başladı. Bu tarihte ilk romanı “Aşk Budur” yayımlandı. Bu eserini diğerleri takip etti. Türk edebiyatına farklı bir hava getiren bu eserler, büyük bir ilgiyle karşılandı.
Sâmiha Ayverdi, daha sonra mecmualarda da yazmaya başladı. Roman, mensur şiir türlerindeki eserlerinden sonra cemiyet meselelerine yöneldiği için hatırat, makale, deneme, tarih, biyografi, mektup türlerinde de eserler verdi. Böylece insan ve cemiyetin her meselesini kucaklayan zengin bir külliyat ortaya çıktı.
Kitap, çalışmalarına, gazete ve dergi yazılarına daha sonraki yıllarda içtimâî faaliyetler de eklendi. Kubbealtı Akademisi kurucuları arasında yer aldı. Fetih Cemiyeti, Türk Ev Kadınları Derneği, İstanbul ve Yahya Kemal Enstitüsü gibi cemiyetlerde görev yaptı.
Bütün bu çalışmalar arasında geleceğin münevverleri olmaya aday gördüğü gençlerle ilgilendi. Onların fikrî ve manevî gelişmelerinde etkili oldu. Böylece, mütefekkir-yazarlığına sivil hocalık aynı zamanda “mânevî annelik” da eklenmiş oldu.
Ömrünü Türk-İslâm kültürünün yeniden neşv-ü nema bulmasına adayan Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 22 Mart 1993 günü Hakkın rahmetine yürümüştür.Samiha Hanım sadece yazı ve eserleriyle değil, tavizsiz duruşu ve cesareti ile de milletimize model olmuş abidevî bir şahsiyettir. “Bir nalın çivisinin düşmesi nalın düşmesi, nalın düşmesi atın düşmesi, atın düşmesi yiğidin düşmesi, yiğidin düşmesi ordunun düşmesi, ordunun düşmesi milletin düşmesi” anlamına gelir diyerek bize manidar bir ölçü bırakmış, hadiseler karşısındaki duyarsızlığımızın nelere mal olabileceğini göstermiştir.
Samiha Hanım’ın hayatından kesitlerle devam eden sohbetin sonunda klasik kemençe sanatçısı Orhan Eryılmaz’ın refakatiyle sayın Rıza Tekin Uğurel “Hancı” isimli eserden şiirler okuyarak konukları duygu iklimine taşıdı. Şube başkanımız Prof.Dr. Nedim Ünal’ın teşekkür konuşmasıyla muhteşem gece nihayete erdi.