Sultan Alparslan’la birlikte Anadolu’ya geldik ve dört sene sonra İznik’de Türk Devletini kurduk ve Anadolu’da Çaka Bey İzmir’e vardı ve dünyanın en büyük denizcilerinden oldu.Denizi gördü ve gereğini yaparak tarihin en üst sayfasında adını yazdırdı.Geçmişte atalarımız bir başkası olmak yerine kendi miraslarını özgünleştirerek daha iyisini yapmışlardır.Şimdi Osmanlı’da denizciliğin ne olduğunu Sayın Düzcü’den dinleyeceğiz diyerek sözü konuşmacıya bıraktı.
Konuşmasına başlayan Sayın Düzcü özetle şunları ifade etti;
OSMANLI’DA YELKENLİDEN BUHARLI GEMİYE GEÇİŞ (1828-1853)
Osmanlı Devleti için 19. yüzyılın ilk yarısı, denizcilik alanında önemli değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir evredir. Bu dönemde Osmanlı denizciliği, dünyada deniz teknolojileri alanında meydana gelen yeni gelişmelere paralel olarak kendini yenileme ihtiyacı duymuştur. Bunun da sonucu olarak Osmanlı tersanelerinde hem yelkenli hem de buharlı gemiler inşa edilmiştir. Yelkenli gemiler sadece İstanbul’da değil, iskele ve limanı olan birçok yerde yapılmıştır. Yapılan yelkenli gemilerde Osmanlılar, genelde kendi mühendis ve mimarlarından faydalanmış, 1831’den itibaren ayrıca Amerikalı mimarlardan da yararlanma yoluna gitmiştir. Osmanlılar, yelkenli gemi inşa ettikleri sırada buharlı gemilere de sahip olmuşlardır. 1828’den itibaren elde edilen buharlı gemilerin bir kısmı Tersane-i Âmire’ye, diğer bir kısmı da İngiltere’ye sipariş verilmiştir. Ancak bütün buharlı gemilerin makineleri İngiltere’den satın almıştır. Makine dışında yelkenli ve buharlı gemiler için gereken diğer gemi inşa, tamir ve donanım malzemeleri hem ülke içinden hem de tüccardan satın alım yoluyla temin edilmiştir. 1852’ye kadar Osmanlılar, yelkenli ve buharlı gemiye birlikte sahip olma politikasını sürdürmüş; bu tarihten sonra artık yelkenli gemi inşa politikasına son vermiş ve buharlı gemilere geçişi resmileştirmiştir. Bu tarihten sonra Osmanlı denizciliğinde yeni bir dönem başlamıştır. Buda yelkenli gemilerin buharlıya dönüştürülmesidir. İngiltere ve Fransa gibi denizci devletlerden yaklaşık on yıl sonra başlatılan bu yeni teknolojik atılım, Osmanlı denizciliğinde yelkenli gemi devrinin en azından donanmada son bulduğunu ve yeni teknolojinin eskiyi ortadan kaldırdığını göstermektedir. Osmanlı denizciliği her ne kadar buharlı gemilere sahip olsa da bu yeni teknolojinin alt yapısını kurma konusunda tam olarak başarılı olamamıştır. Bunda etkili olan sebepler, makine inşa ve tamir eden bilgi birikiminin yerli uzmanlar arasında tam olarak gelişmemesi ve yabancı uzmanlara olan bağlılığın devam etmesidir.
Osmanlı’da yelkenliden buharlıya geçiş;
Yan yana giden bir süreci ifade eder.
Bir anda değil uzun bir zaman diliminde meydana gelmiştir.
Geçişi hızlandıran faktörler başlangıçta askeri ve ticari, sonra da bu ikisine bağlı olarak teknolojik kaygılardır.
Osmanlıların geçişi İngiltere ve Fransa’ya göre asimetriktir, Rusya’ya göre ise simetriktir.
Geçiş, vapur inşa ve satın almaya dayanan bir süreçtir.
Geçiş, buharlı makineye dayalı imalathanelerin çoğaltılması, buralarda yerli mühendislerin yetiştirilmesi konusunda biraz yavaş işlemiştir.
Geçiş, İngiltere’de olduğu gibi serbest tüccarlar aracılığıyla değil tamamen devlet eliyle gerçekleşmiştir.
Geçiş sürecinde, buharlı gemilere gerekli olan demir türleri daha çok Avrupa’dan ve tüccardan satın alınmış, bu da vapur inşasını masraflı kılmış ve vapur ithalatını artırmıştır.
Geçişte her ne kadar buharlı gemilere ait alt yapı tam olarak kurulamamışsa da özellikle İngiltere’deki gemicilik teknolojileri yakından takip edilmiş ve bu ülkeye denizcilik alanındaki gelişmeleri yakından izlemeleri amacıyla öğrenciler gönderilmiştir.
Geçiş, Osmanlıların aynı zamanda buharlı makineye dayalı ilk sanayileşme çabalarını da işaret eder. Bu durum ise Osmanlılarda denizcilik sektörü sanayileşme, fabrikalaşma konusunda diğer imalathanelere örnek olmuştur.
Yelkenliden buharlıya geçişte Osmanlı hükümet ve bürokrat elitleri, Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etmiş; bu yeni teknolojiyi benimsemede ve transferde çağını doğru okumuşlardır’.dedi.
Program çay ikramı ve soru cevapla tamamlandı.Farklı şeylerin söylendiği bu sohbette samimi bir havada ve faydalı bir şekilde gerçekleştirilmiş oldu.Bir dahaki programda buluşmak ümidi ile program son buldu.