Eskişehir Türk Ocağı’nın bu haftaki sohbetinde ‘‘Kırım:Göç ve İskan Durumu‘’ konusuyla Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Araştırmacılarından Kemal Gurulkan bizlerle oldu. Açılış konuşması Ocak Başkanımız Prof. Dr. Nedim Ünal tarafından yapıldı.Daha sonra konuşmasına başlayan Gurulkan konuşmasında özetle şunları söyledi;
Kırım: Göç ve İskân Dramı
Türk tarihinin ayrılmaz mütemmimlerinden biri haline gelmiş muhaceret sebepleri ve şartları ne olursa olsun bir dramdır. Kırım Tatarlarının muhatap olmuş oldukları göç 1783 yılında Kırım’ın Ruslar tarafından ilhâkıyla başlamış ve 1920’lere kadar neredeyse her Osmanlı Rus savaşının akabinde Rusların uyguladıkları baskı ve Hıristiyanlaşma tehlikesi yüzünden yaklaşık bir milyon sekiz yüz bin insanın adayı terk etmesi ile sonuçlanmıştır. Her birinin hikayesi bir birinden daha dramatik olan bu insanlar gittikleri yerlerde de rahat edememişler, iskân edildikleri topraklar kaybedilince aynı tehlikelerle karşılaşmaları üzerine iki bazen üç kez göçe tabi tutulmuşlardır.
Tarihi olaylar çerçevesinde Kafkas Göçleri ile de bağlantıları ve farklılıkları olan bu göçlerin değerlendirilmesinin yapıldığı konuşma çerçevesinde göçlerin istikâmetinin daima Osmanlı toprakları olduğuna dikkat çeken Gurulkan, Osmanlı Devleti’nin gelen muhacirlerin hiçbir zaman geri çevrilmediğini eldeki imkânlar çerçevesinde iskân işlemlerini gerçekleştirmeye çalışan devletin bu işlemleri devletin şan ve şerefi ile ilişkilendirerek imkânların seferber edildiğine vurgu yaptı. Bunun yanı sıra meydana gelen olumsuzluklar, devletin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik imkânların kısıtlılığı, siyasi baskılar ve muhacirlerin kimi zaman eski alışkanlıklarını devam ettirme isteği gibi hususlar çeşitli sıkıntılara sebep olmuştur. Ancak Osmanlı Devleti’nin içine düştüğü her türlü sıkıntıya yerli ahali ile aynı şekilde omuz vermesini bilmiş olan Kırım Tatarları gerek I. Dünya Harbi’nde gerekse İstiklal Harbi’nde karşı yaka ya da aktoprakların hakkını verdiğini ispat etmiştir.” Diyerek konuşmasını tamamlamıştır.
Kemal Gurulkan; Rus topluluğuna karşı direniş yöntemlerinden sivil itaatsizliği benimsemiş olan ve her savaş sonrası Kırım’da gayrı Rus unsurların beşinci kolu muamelesine tabi tutulan Kırım Tatarları’nın İkinci Dünya Savaşı akabinde de bir ferdi kalmaksızın Kırım’dan sürüldükleri 18 Mayıs 1944 tarihinin bilinç dünyamızdan silinmesine izin verilmemesi gerektiği vurgusu ile konuşmasına son vermiştir.’’dedi.Program soru cevap ve çay ikramı ile son buldu.