Eskişehir Türk Ocağı Perşembe Sohbetleri programının bu haftaki konuğu Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndan Araştırmacı Sinan Çuluk idi. “Belgeler Eşliğinde Türkiye’nin Demokratikleşme Macerası” başlıklı konuşmasında Sinan Çuluk, Osmanlı Arşivi’nden getirdiği orijinal belge görüntülerinden hareket ederek özetle şu ifadelere yer verdi:
“Demokratikleşme maceramızın ve yönetime müdahil olma taleplerinin tarihsel kökenleri olduğu şüphesizdir. Adeta mimarideki kilit taşı hükmünde olan bazı belgeler incelendiğinde bu seyrin mahiyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Sultan Birinci Abdülhamid’e ulaştırılmak üzere kaleme alınan 1789 tarihli ve muhtıra hükmünde olan belge bunun ilk örneğidir. Belgede kötü yönetimden, liyakatsiz idarecilerden şikayetçi olunmakta, devletin savaş ortamından bir an evvel çıkarılarak ahaliye nefes aldırılması tehditkar ifadelerle telkin olunmaktadır.
d’ Ohsonn Layihası olarak bilinen ve İsveç Elçiliği tercümanı Muradçe’nin kaleme aldığı, Nizam-ı Cedid’in aklen ve şer’an gerekli olduğu ve padişah tarafından ilan edilmesinin istendiği belge de yönetime çekidüzen verme taleplerinin örneklerindendir. IV. Mustafa ile Yeniçeri Ocağı arasındaki muahede metninde ise özetle, Kabakçı İsyanı ile Üçüncü Selim tahtından indirilip Nizam-ı Cedid yürürlükten kaldırıldıktan sonra Yeniçeri Ocağı’nın hiçbir şekilde suçlanmayacağı, buna karşılık padişaha itaatten ayrılmayacakları ifade olunmuştur.
Alemdar Mustafa Paşa’ya sadaret görevinin verilmesine dair II. Mahmud’un kaleminden çıkan hatt-ı hümayun ve ayanların taleplerinin dikkate alındığını gösteren Sened-i ittifak adlı belge yönetime dahil olma taleplerinin çarpıcı örnekleridir. Yeniçeri ocağının ortadan kaldırılmasının gerekçelerini ortaya koyan belge sureti ise asker-yönetici çekişmesinin hangi raddede olduğunu izah için güzel bir numunedir. Literatüre yanlış bir biçimde Tanzimat Fermanı olarak yerleşen “Gülhane Hatt-ı hümayunu” ve sonrasında kaleme alınan Islahat Fermanı göstermektedir ki, Osmanlı toplumundaki değişim taleplerini sadece iç dinamikler değil, dış müdahaleler de belirlemektedir.
İlk anayasal metin hüviyetindeki “Kanun-ı esasi” ile Meclis-i Mebusan’ın açılmasına, memleket ahvali ve şartların henüz olgunlaşmadığı düşünceleriyle ara verilmesine dair belgeler ibtidai demokratikleşme denemelerinin örnekleri olarak kabul edilmektedir. İttihad ve Terakki’nin Meşrutiyetin ilanını isteyen telgrafını ve Meşrutiyetin ilan edildiğini gösteren metinleri de bu cümleden saymak icap eder.”
Orijinal belge metinlerinin görüntülerini dinleyicilere göstererek düşüncelerini ifade eden Sinan Çuluk’a Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın teşekkür konuşmasının ardından program sona erdi.