Şimdi bu kavramlardan hareketle asker ve devlet kavramlarını da tanımlamak lazımdır. Asker: Halkın moral desteğini de yanına alarak elinde ki silahıyla savaşan kimsedir. Bir asker için moral destek en az silah kadar önemlidir. Günümüzde askerimizin elinden silahı alınıyor ama moral destek vereni olan halk ile bağı koparılmaya çalışılıyor.
Milletine gönül bağı ile inancı ile kültürü ile bağlı kimseye fert diyoruz. Fertlerin oluşturduğu çatıya da devlet diyoruz. Bilindiği gibi dünya da ordu sistemi onluk sistemlerden oluşur. Hepimizin bildiği gibi bu onluk sistem, Mete Han’ın kurduğu Türk ordusudur. Modern manada ordunun oluşmasın da Mete Han’ı başlangıç kabul ediyoruz. Yine Türk milleti açısından modern manada millet kavramının oluşması yine oğuz han’a yani Mete Han’a dayanıyor. Bizim atamız, milletimizin atası, ordumuzun atası Oğuz Han dır.
Türk millet teşkilatlanmasına baktığımızda, milleti oluşturan alt birimler vardır. Bir milletin en küçük birimi aile dir. Sırasıyla aile, soy, boy, budun, millet ve devlet. Aynı şeyler ordu teşkilatlanmasında da vardır. En küçük ordu birimi mangadır ve 10 kişiden oluşur. Sırasıyla manga, takım, bölük, tabur, alay, kolordu, ordu şeklinde bir teşkilatlanma da vardır. Bu saymış olduğumuz milleti oluşturan birimlerin reisleri ve liderleri aynı zamanda komutan hükmündedir.
Tarih sahnesinde etkili Türk devleti olarak ilk sırada hunları sonra Göktürkleri görüyoruz. Göktürk devleti Türkleri bir araya toplamış ama devletin dağılmasıyla dünyanın dört bir tarafına giden gruplar Türk olarak adlandırılmıştır. Türk milleti gittiği her yerde kendi teşkilatını ve birliğini kurmuştur. Selçuklulardan itibaren İslam kültürü ile beraber bir yerleşik hayatta başlamıştır. Tabii ki ordu içinde de bir takım değişiklikler olmuştur. Halk içinden gelen ordunun yanı sıra ücretli bir takım ordu da gündeme gelmiştir. Fakat daha önce orta asya da Hunlar ve Göktürkler de ücretli asker diye bir kavrama rastlamıyoruz.
İslam kültürü ile birlikte ikta sistemi yani toprağa bağlı asker sistemi de gündeme geliyor. Toprağa bağlı asker sizin kendi unsurunuz oluyor. Osmanlı da ise durum biraz daha farklı. İkta sistemi tımar sistemi olarak devam ediyor ve devşirme sistemi ile Türk olmayan yani kendinizden olmayan unsurları alıp bir Türk gibi eğitip yetiştirdikten sonra asker yapılıyor. Devşirilen çocuklar en az 5 yıl Türk İslam eğitimi almadan İstanbul’a gönderilmez. Müslüman Türk kimliğine sahip olduktan sonra Osmanlı Türk ordusuna alınırlar. Bunların en seçkinleri Osmanlı Devletinde idareci olurlar.
Birde tımarlı sipahiler vardır. Savaş zamanında yanındaki efradı ile birlikte savaşa katılan ve diğer normal zamanlarda kendi bölgelerinde asayişi ve idareyi sağlayan ekonomiyi yönlendiren kimsedir. Sipahi Kadı’nın olmadığı yerlerde devleti temsil eden kimsedir. Yani askeri nitelikteki bir kişi aynı zamanda idareci niteliğinde ki bir kimsedir.” Şeklinde konuştu.