Eskişehir Türk Ocağı olarak geleneksel hale getirmiş olduğumuz Ramazan konferanslarında bu haftaki konuğumuz ‘Allah Aşkı’’ konusuyla Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Orhan ARSLAN oldu.Programa Ziya Paşa Hafız Kuran Kursu Öğretmeni Hilmi Ünügür Hocamızın Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlandı. Daha sonra, Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof.Dr.Nedim Ünal selamlama konuşmalarını yaptılar.Sayın Ünal açılış konuşmasında özetle şunlardan bahsetti:
Bir manasıda emniyet,huzur,selamet,barış ve kurtuluş olan Allah’ın güzel isimlerinden Selam ile hepinizi selamlıyorum.
Kendi ayını,Nebisine ayırdığı ayı bize yaşatan ve bize hediye ettiği Ramazana sağlıkla huzurla kavuşturan Cenab-ı Hakk’a şükrediyorum.
Bir manası yanmak,orucun harareti ile günahların yakılması olan,bir manası da yağmur olan,yağmurun yeryüzünü yıkadığı gibi kalplerin günahlardan yıkanması olan Ramazanınızı tebrik ediyorum.Diğer bir manası ile Kur’an ayı olan bu ayda Kur’an’ı anlamayı,yaşamayı, hayatımıza giydirmeyi nasip etmesini;dedikodusuz,gıybetsiz,huzur dolu günleri hayatımıza katmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Bir muhasebe hesaplaşma ayı olan Ramazan da bugün oruç tutmak için Cuma namazı kılmak için Çin zulmü altında inim inim inleyen Doğu Türkistan’ı ve daha dün 41 evladını şehit veren Kerkük Türkmenlerine Cenab-ı Allah’ın kurtuluşu nasip etmesini niyaz ediyorum.
Ramazan ayının kudsiyetini, beraberinde getirdiği bereketi, bolluğu ve gönüllerde oluşturduğu kıvanç ve göneni tekrar etmeye ne hâcet !… Bunu hepimiz biliyoruz ve bu gönül zenginliğini tekrar tekrar yaşamak için Ramazan günlerini hep dört gözle bekliyoruz. Onu gönül tahtımıza oturtuyor, on bir ayın sultanı olarak hep hatırlıyoruz.
Bizlerin bu günleri heyecanla hatırlamamıza sebep olan şey;
Evvela, riyasız, gösterişsiz sadece Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için tuttuğumuz oruçlardır.
Sonra bedenimiz oruç tutarken, düşünce ufkumuzu derinleştirerek ihtiyaç sahibi olmanın ne anlama geldiğini vicdanımızın derinliklerinde hissetmiş olmamız ve dertlere derman, yaralara merhem olmak için ihtiyaç sahiplerine el uzatmamız. Belki de en anlamlısı bu. İhtiyaç sahibinin yüzünde parlayan memnuniyet duygusunun bizdeki izdüşümü. İşte bizi yücelten de bu; bunu hissedebilmek.
Kim bu ihtiyaç sahipleri?
-ihtiyaç sahibi olan herkes; genç, ihtiyar, kadın, erkek,çoluk, çocuk toplumun her kesiminde ihtiyaç sahipleri…
-Hele bunların içinde bir kesim var ki, onlar her birimizin yavruları, çocukları:
ÖĞRENCİLER !..
-Öğrenciler, bizim yarınımız, geleceğimiz. Bu cennet vatanımızı, yüce duygularımızı, yüksek değerlerimizi kendilerine emanet edeceğimiz yavrularımız.
İşte bu Ramazan ikliminde gönül dünyamız’ zenginleştirirken, karşılığının katlanarak verilecek olan Ramazan günlerinde Allah’ımızın bize verdiği dünyalıklardan bir miktarını ayırarak, gençliğimizin hizmetinde kullanalım. Bu alanda hizmet veren kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde olarak, yetenekli, emin, kendine güvenen ve topluma güven veren, bilinçli, sahasında yetkin kişiler olarak yetişmelerine katkıda bulunalım.
Gün içi boş,heyecansız ve ihlasını kaybetmiş büyük laflar söylemek değil;inandığını heyecanla,imanla yaşama ve gereğini yapma günüdür ve o gün bugündür.
Sayın Ünal’ın konuşmasının ardından Sayın ARSLAN konferansına başladı. Konuşmasında özetle şunları söyledi:
CİĞERDEN ÇIKAN SES
ESMA
– Esma tesbihinin imamesi: Allah
– Varlığı kendinden zorunlu, mükemmel, subhan, hamd ve senalar sadece kendine mahsus olan Zat Allah.
– Allah ismi Has isim: Sadece O’na koyulur
– Tüm esma Allah isminin sıfatıdır: Rahman Allah, Rahim Allah gibi
– Allah Sevgi demektir
– Yaratılış da sevgi iledir. Yaratılış sırı, varoluşun sebebi sevgidir. Allah sevdi ve yarattı
– Tüm isimler Allaha dönük
– Allak ismi O’na dönük: O. Allah O’dur.
– O O’dur. Huve hüve
– O yaratandır. Ondan başkasının hakkı O’na kul olmaktır
– Hu’nun yalın hali h, ciğerden çıkan bir sestir. Sesten öte bir nefestir.
– Nasıl ki nefessiz kalmak ölmek demekse, O’nsuz kalmak da ölmek demektir
– Bu nefes Hay isminin varlıktaki tecellisidir
– Hu, yani O kimdir?
– O Allah’tır
– Allah ile mahlukat arasında derece değil varlık farkı vardır.
– İnsan aklı sınırlayıp öyle kavrar. Halbuki Allah sınırsızdır. Allah hakkında ne düşünüyorsanız o değildir derler
– Allah’ı kavramanın başka bir yolu yok mu? Var. Bu da imandır.
– Allaha iman imanın ilk şartıdır. Diğer tüm şartlar bu şarta bağlıdır
– Allaha imanı bir cümlede özetleyen söz kelimei tevhiddir: la ilahe illallah
– %100 Allah demektir.
– Her şey La (yok) ile illa (ancak) arasında olup biter
– Bu sözde hiç dudak harfleri kullanılmaz. Dudaklar birbirine değmez
– Ağızda başlar ciğerde biter
– Lailahe illallah içinde hiç noktalı harf bulunmamaktadır. Yani hepsi asli seslerden oluşmuştur
– Bu haliyle bu söz bütün evrenden daha değerli ve ağırdır.
– Sadece Allah demek yetmez: %100 Allah demektir bu
Program sonunda Şube Başkanımız Prof.Dr.Nedim Ünal tarafından Sayın Prof.Dr.Orhan Arslan’a çeşitli hediyeler takdim edildi. Bir hafta sonraki Ramazan Konferansında buluşmak ümidiyle program sona erdi.