Eskişehir Türk Ocağı tarafından her yıl Ramazan ayında düzenlenen konferansların bu yıl üçüncüsü, 5 Temmuz günü Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Prof.Dr. Necip TAYLAN “İslâm Dünyası’nın Dünü ve Bugünü” başlıklı konuşmasında özetle şunları ifâde etti;
“Medeniyet kavramı felsefede üç şekilde ifâde edilir. Birincisi “akan medeniyet” biçimidir ki, Batı Medeniyeti bu tarzın temsilcisi olarak kabûl edilir. Havza medeniyeti tâbiri de, Çin ve Hint Medeniyetlerini tanımlamak için kullanılır. İslâm Medeniyeti ise, “durdurulmuş medeniyet” kavramında kendisini bulur. Zîrâ, akıcı bir medeniyet iken, iç ve dış sâiklerin tesiriyle, gelişimi sekteye uğramıştır.
IX., X. ve XI. yüzyıllar ─Batılılar tarafından─ “İslâm’ın Rönesans Devri” olarak değerlendirilir. Fakat, sonraki yüzyıllarda Türk Memleketlerindeki “Arapça tutkusu” ve Türkçe’nin, medeniyet kurgusu yapılırken hâriçte kalması, İslâm Dünyâsı için mahzurlu sonuçlar doğurmuştur. Bu dönemde, İslám Âlemi “düşünce üretimi” konusunda, çeşitli sebeplerin etkisi ile yerinde sayarken, Batı Medeniyeti XVI. asırdan itibâren kendi geçmişi ile hesaplaşmaya başlamış, XVII. yüzyılda Rönesans’ı, XVIII. yüzyılda ise “Aydınlanma”yı gerçekleştirerek büyük bir atılım yapmıştır. İki medeniyet arasında başlangıcından itibâren ortaya çıkan mücâdele bütün hızıyla sürmektedir. Günümüzde, Ortadoğu Bölgesi ve İslâm Dünyâsı’ndaki kargaşanın gerçek sebebi de, İslâm ve Batı Medeniyetleri arasındaki çatışmadır.
XI., XII. ve XIII. asırlar, Selçuklu sonrası Osmanlı Asırları, “Yeni Türk Asırları” olarak anıldı. Lâkin, İbn-i Rüşt sonrasında diyalektik sona erdi. Başka bir anlatımla, “düşünce tıkandı”, düşünce üretimi durdu. Bu durumun sebepleri üzerine kafa yormak durumundayız. Batı kendi ortaçağı ile hesaplaştı, ancak henüz İslám Medeniyeti kendi ortaçağı ile hesaplaşmasını yapamadı.
Günümüzde, bir milyar altıyüzmilyon nüfuslu İslâm Dünyası tam bir kaos ve dram yaşamaktadır. Bu durumun sorumlusu yalnızca Batı Dünyası ve İsrâil değildir. Neden bu durumda olduğumuzu, tartışmak durumundayız. Bu durumdan kurtulabilmek için, İslâm Dünyası öncelikle bir zihniyet devrimi gerçekleştirmek durumundadır. Zihniyet devrimi, ancak geleneğin ve klâsiklerin sorgulanmasıyla mümkün olabilir.”
Konferans, Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Sayın Prof.Dr. Nedim ÜNAL ‘ın, konuşmacı Sayın Prof.Dr. Necip TAYLAN ‘a teşekkür plâketi takdim etmesiyle ile sona erdi.