Böylece, milletimizin tarih sahnesinden silinmemesi için bir teşkilat kurularak mücadele edilmesine önayak olmuşlardır. Türk Ocakları bu şekilde teşekkül etmiştir. Bundan iki yıl kadar sonra Çanakkale savaşının patlak vermesi üzerine Türk Ocaklarının kuruluşuna vesile olan bu tıbbiyeli öğrenciler gönüllü olarak katıldıkları Çanakkale Savaşında şehadet mertebesine ermişlerdir.
Ülkemiz üzerinde o günlerde kara bulutlar dolaşıyordu. Çanakkale ve İstiklal harbinde çok büyük bedeller ödeyerek kurduğumuz bu devleti ve bu asil milleti yine rahat bırakmadılar. Son 25 yılda sizlerin evlatlarınızın, eşlerinizin, yakınlarınızın arasında olduğu nice gençleri şehit verdik, vermeye devam ediyoruz. İnancımıza göre şehitler ölmez, onlar diridir, fakat biz bilemeyiz, anlayamayız. Sizlerin verdiği şehitler Türk milletinin ve Türk devletinin yaşatılması için askeri mücadele verdiler.
Bizlerde Türk Ocakları olarak Türk devletinin, Türk milletinin ve Türk kültürünün yaşatılması için kültür mücadelesi vermekteyiz. Yani aynı mücadelenin farklı cephelerinde yer alıyoruz.
Bu sebeple sizlerle tanışmak, kaynaşmak ve dayanışma içinde olmak istiyoruz. Bu kahvaltıdaki buluşmamızın; kaynaşmamıza, dayanışmamıza hizmet etmesini temenni ediyor, bu duygu ve düşüncelerle şehitlerimize rahmet, sizlere sabır, gazilerimize sağlıklı bir hayat diliyor, hepinizi en içten saygılarımla selamlıyorum.