HÜSEYİN NİHAL ATSIZ
“Sözün kısası, büyük adam pek seyrek yetişir. Bir millet için büyük adam yetiştirmek ne kadar büyük bir mutluluksa, yetiştirememek de o kadar büyük bir felâkettir. Bundan daha büyük ve korkunç…
“Sözün kısası, büyük adam pek seyrek yetişir. Bir millet için büyük adam yetiştirmek ne kadar büyük bir mutluluksa, yetiştirememek de o kadar büyük bir felâkettir. Bundan daha büyük ve korkunç…
Dündar Taşer; “Millet binlerce yıl içinde, kanın, imanın, duyguların birleşmesi ile yoğrulmuş; ortak değer yargıları halinde billurlaşmış, ortak davranışlar halinde görülmekte olan, haz ve elemi beraber tadan, birbirinden haberi yokken…
‘’Hayatta olduğu sürece ona olan yakınlığımı şiddetli bir dostluk gibi görüyordum; şimdi de bu dostluğun hatırası bana sonsuz gurur veriyor. Taşer, bizim milletimizin dün yaşadığı gerçeği, bugün de gördüğü büyük…
KUYRUKLU YILDIZ GİBİ “Sadece biliyorum ki böyle bir adam tıpkı kuyruklu yıldızlar gibi dünyada çok nadir zamanlarda görülür ve onun karanlık göğümüzde bir an aydınlatıp geçtiği şeyleri görme saadeti de…
“Taşer, bir âlimin dikkati ve titizliğini, bir sanatkârın zarafetini, bir velinin ıstırabı kendine saklayıp sevgi ve şefkati başkalarına sunan diğergamlığını, bir Türk köylüsünün karşısındakini küçülten tevazuu ve mahcubiyetini, bir Osmanlı…
“Aradan yıllar geçtikten sonra ben bu fikri ister istemez kendi kafamda kökleşmiş terimlerle, yani sosyal ilimlerin kuru kavramlarıyla ifade etmeye çalışıyorum… O ilimci değildi, sanatkârdı.
Anlattığı şeylere uzaktan veya tepeden bakmıyor, bizzat yaşıyordu ve etrafındakileri de böyle bir atmosfer içinde yaşatıyordu. Bu bakımdan Taşer bizim yakın tarihimizde en çok Yahya Kemal’e benzer. İşin asıl hayret…
GÖZÜNDEN DÜNDAR TAŞER Dündar Taşer için “Fikirlerinin yanında şahsiyetine ait vasıfları hesaba katmazsak onun başarısını yine açıklayamayız. Kendisini görme imkânını bulamayan gençler işte bu yüzden onun yaptığı işi kolaylıkla anlayamayacaklardır.…
İZZETTİN AMCA’NIN SÜRGÜNÜ … İzzettin Amca’nın evine dönünce onu salonda oturur buldum. Bendeki hâli herkesten önce anlamıştı. Dinlediğim hikâyeyi baştan sona anlatınca aynı hikâyenin içinde İzzettin Amca’nın da olduğunu gördüm…
“Şahsiyetinde hayatına giren her unsurun payı bulunmasına rağmen insan, tarihin çocuğudur. Bunu ancak kucağında gözlerini açtığı toplumun değerlerini taşıyanlar idrak edebilirler. Aydınlarının bir bölümünde bu idrakin bulunmaması o toplumda şizofrenik…