Türk Ocakları Genel Merkezi’nin her hafta düzenlediği Ocakbaşı Sohbetleri’nde bu hafta konuşmacı Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz’dü. Genel Başkan Öz “Açılımdan Özerkliğe Demokrasi ve Devlet” adlı konuşmasında “açılım”, “demokratik özerklik”, “Kürt meselesi” gibi konular bağlamında Türkiye’nin devlet geleneği, birlik ve bütünlüğü ile demokrasisini değerlendirdi.
Programın açış konuşmasını Türk Ocakları Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Emrah Şenel yaptı. Demokrasi adı altında ortaya atılan kavramlarla ülkemizde özerklik ve bir Kürt yapılanması kurulmaya çalıştığını ifade eden Şenel bu meselenin aslında 100 – 150 yıllık bir mesele olduğunu ifade etti. Böyle önemli bir meselede yönetim kurulu olarak Genel Başkan Prof. Dr. Mehmet Öz’ün konuşmacı olmasına karar verdiklerini söyledi. Ardından Genel Başkan Öz’ü konuşmasını yapması için davet etti.
Türk Ocakları Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Öz konuşmasına Türk milletinin tarihi ve kültürel olarak çok derin bir geçmişe sahip olduğunu ve büyük bir medeniyet inşa ettiğini ifade ederek başladı. Kürt meselesi olarak adlandırılan meselenin özellikle son 30 yılda çok yakıcı bir hal aldığını ve PKK terörüyle hem ülkemizin hem de Ortadoğu coğrafyasının en önemli meselelerinden biri haline geldiğini söyledi. Uluslararası ilişkileri de yakından ilgilendiren bu meselenin sadece Türkiye’de değil yakın coğrafyalarda 4 parçalı bir sözde Kürdistan’ın kurulması planını da içerdiğini ifade eden Genel Başkan Öz, buna karşı Türk milletinin uyanık olması gerektiğini ifade ederek “Türk devleti 1000 yıldır bu coğrafyada vardı. Osmanlı’nın Devlet-i Ebed Müddet anlayışı da Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözü de bu anlayışın ürünüdür” dedi.
Genel Başkan Öz: Osmanlı Devleti Üniter Bir Devletti
Günümüzde Kürt meselesi hakkında sürekli Osmanlı’dan verilen ve eyalet sistemine atıf yapılan hususlara da değinen Genel Başkan Öz, Osmanlı Devleti’nin üniter bir devlet olduğunu eyaletlerin merkezden atanan Beylerbeyleri ile yönetildiğini ifade etti ve “Osmanlı Devletin’de hep bir kilimde on derviş uyur ama bir ülkede iki padişah olmaz” anlayışının hakim olduğunu söyledi. Osmanlı Devleti’nin egemenliğin bölünmezliği ilkesiyle bir cihan devleti olduğunu ifade eden Genel Başkan Öz, Osmanlı’nın son dönemlerindeki gayri Müslimlerin ve diğer unsurların bağımsızlık hareketlerini örnek göstererek onların da önceleri bazı demokratik haklar istediklerini daha sonra özerklik talep ettiklerini ve en sonun konjonktürü bulduklarında bağımsızlık istediklerini söyledi ve bugünü anlamak için bu tür örnekleri iyi tahlil etmek gerektiğini belirtti. Osmanlı’nın son dönemlerinde Doğu illerimizde bir Ermenistan ve Kürdistan kurulma planlarının olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Öz, bugün bu planın tekrar uygulanmaya çalıştığını söyledi.
Genel Başkan Öz: 28 Şubat ve Benzeri Etkileri Kırmak İçin Kurunun Yanında Yaş Yakıldı, Güçlü Orduya Sahip Olmamız Gerektiği Gözden Kaçırıldı
Kürt Meselesinin güvenlik boyutuna da değinen Genel Başkan Öz, 2000 yıllarda ülkemizde yaşanan iktidar değişiminin ardından bazı meselelerin yanlış algılandığını, 28 Şubat ve benzeri süreçlere karşı önlem almak adına ya da bir “askeri vesayeti” kırmak adına ülkemizin bu coğrafyada güçlü bir orduya sahip olması gerektiği gerçeğinin göz ardı edildiğini ifade etti. “Kurunun yanında yaşı da yakarak iş olmaz, bunun hukuka da adalete de sığar yanı yoktur. Bizzat bir süre önce bu ülkenin Başbakanı tarafından “Orduya kumpas” kuruldu ifadesi farklı bir bağlamda kullanıldı. Bu gerçekten vahim bir durumdur” diyen Genel Başkan Öz, bir şekilde açılım ya da çözüm süreci başlatanların aynı zamanda ordunun elini kolunu bağladıklarını ifade etti.
Genel Başkan Öz: Türkiye Kürt Meselesini Çözmeli ama bu PKK Önderliğine taviz vererek olmaz. Teröristle müzakereyi kabul etmiyoruz!
Ülkemizdeki PKK meselesinin çözülmesi gerektiğini ancak bunun yolunun PKK ile müzakere ve tavizlerle olmayacağını ifade eden Genel Başkan Öz, bunun bölge insanını PKK’nın eline terk etmek anlamına geldiğini belirtti. Sürecin başında PKK’nın askeri gücünü çekeceği gibi ifadeler kullanıldığını belirten Öz, bunun gerçekleşmediğini de ifade etti. Sözde Çözüm Süreci ile Güney doğuda PKK’ya inisiyatif verildiğini ifade eden Öz, PKK’nın belediyeler ve bazı yapılanmalarla kendi düzenini kurduğun söyledi. Bu bağlamda Suriye politikalarımızın da çok yanlış olduğunu söyleyen Öz, PKK’nın siyaset olarak hem uluslar arası hareket ettiğini hem de bölge şartlarını tahlil ederek bizzat bölücübaşının talimatlarıyla bölgedeki dindar unsura yönelin faaliyetlerde bulunduklarını, bunun da en bariz örneğinin yeni gerçekleşen “Demokratik İslam Kongresi” olduğunu ifade etti. Artık PKK bölücülüğe İslam’ı da alet etmektedir dedi.
Ülkemizde ciddi kimlik problemleri ortaya çıkarılmaya çalışıldığını ifade eden Genel Başkan Öz, ülkemizin 36’ya bölünmeye çalışıldığını “Türk, Kürt, Laz, Çerkez…” diyerek bu unsurların ayrılığının belirtilmeye çalışıldığını ifade etti. Kendi hatıralarından birini de aktaran Genel Başkan Öz, Doğu illerine yaptıkları bir ziyarette bölgede yaşayan bir tanıdık kimsenin nüktedan olarak “Siz de artık adınızı değiştirin Türk Ocağı değil “Bu Ocağı” yapın” ifadesini anlatarak sürekli kullanılan kimliksiz “bu millet” ifadesini de eleştirdi.
Genel Başkan Öz: Bu topraklarda bin yıldır Türk hakimiyeti vardır
Özellikle Bölge coğrafyası açısından konuşan Genel Başkan Öz, 1000 yıldır bu topraklarda bir Türk hakimiyeti olduğunu söyledi. Akkoyunlular, Karakoyunlular, Artuklular, Safeviler gibi pek çok Türkmen unsurlu devletin Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde kurulduğunu ve bu coğrafyayı Türkleştirdiğini ifade eden Genel Başkan Öz, bu bağlamda Türklüğün ön plana çıkarılması gerektiğini ama Türklüğün kapsayıcı özelliğinin kullanılması gerektiğini söyledi. Bu noktada dış politikada aşırı bir biçimde Ortadoğu’ya bağlanmış bir durumda olduğumuzu söyleyen Öz, Türklük noktasında dış politik olarak Türk Dünyası alternatifinin etkin olarak kullanması gerektiğini belirtti. Güncel meselelere değinen Genel Başkan Öz, Ermeni meselesi, cumhurbaşkanlığı seçimi gibi konularda da görüşlerini ifade ettikten sonra konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmadan sonra yapılan soru cevap bölümünün ardından program sona erdi.