Mehmed Niyazi – ZAMAN
İdris Yamantürk’ü sahibi olduğu Güriş şirketinden tanıyorum. Devlete sırtını dayamadan büyük işler yaptığını, son derece düzgün bir insan olduğunu, emin ağızlardan biliyorum.
Hayır-hasenat sahibi Yamantürk, gıpta ettiğim insanlardan biridir. Hemşin’de dünyaya gelmiş, küçük yaşta babasını kaybettiği için ailenin yükü sırtında kalmıştır. Aslında bu yazının konusu olan hatıratı sadece kendi hayatı değildir; isimler, köyler, şehirler değişse de 1950’li yıllara kadar insanımızın ezici çoğunluğunun hikâyesidir. Anadolu’daki halkın büyük çoğunluğunun hayat çizgisi üç aşağı beş yukarı İdris Yamantürk’ünki ile aynı idi. Ağabeyinin veya bir akrabasının yanında okur, okula gitmek için her gün kilometrelerce yol yürür, ilk ayakkabısına onlu yaşlarında sahip olurdu.
Yamantürk’ün hatırasını okurken, Türkiye’nin kalkınma macerası canlı bir şekilde gözümüzün önüne geliyor. Benim liseyi bitirdiğim sene Türkiye’de 45 civarında lise vardı, bunların da 14 tanesi İstanbul’da idi. Aslında bu durum iki yüz yıllık tarihimizin bir özetidir; hiçbir millet bu kadar badireden sonra ayakta kalamazdı, fakat ne yazık ki bizler üzerimize oynanan oyunları ihmal ederek Osmanlı’yı mahkûm ediyoruz. Cumhuriyet’le beraber biz dünyanın gündeminden çıktık, Demokrat Parti dönemine kadar ülkemiz durgun bir dönem geçirdi. Tabii ki o dönemdeki idarecilerimize haksızlık etmememiz gerekir; 1911’den 1922 yılına kadar harp içinde yaşadık, genç, aydın insanımızı savaşlar silip süpürdü. Sonra bütün dünya ekonomik buhranla kavruldu. Ama Osmanlı’nın şartlarını da iyi bilmemiz gerekir. İdris Yamantürk, milletimizin başına kakmıyor ama bazı devrimbazlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı Devleti’nin borçlarını ödediğini belirtiyorlar. İşin aslı şöyledir: Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın borçlarını, Osmanlı hazinesinden aldığı paralarla ödemiş, ayrıca 11 milyon da fazlalık kalmıştır. Öncelikle 1929 yılında borcun faizine mahsup edilmek üzere ödeme başlamış, ancak dünyadaki büyük ekonomik krizden dolayı ödemelere ara verilmiş, alacaklı devletlerle görüşmelere başlanmıştır. Daha sonra 1933 yılında tekrar başlayan düzenli ödemeler 1954 yılına kadar devam etmiştir.
Devamı: http:www.zaman.com.tr/mehmet-niyazi/turk-milletine-borcum-var_2216656.html