Kıymetli Ocaklılar,
Çanakkale Şehitlerine adlı eşsiz şiiri ile Çanakkale Zaferimizi en güzel şekilde anlatan, İstiklal Marşımızın da şairi olan merhum Mehmet Akif ERSOY’u ve 12 Mart 1997 de kaybettiğimiz çileli dava ve gönül adamı Türk Ocaklı büyüğümüz merhum Galip ERDEM’i rahmetle anıyoruz
Çanakkale zaferi münasebeti ile toplantımızda bu konunun konuşulmasının uygun olacağını düşündük ve mensubumuz, şair-yazar, Eskişehir Anadolu Lisesi Müdürü Sayın Özcan TÜRKMEN Beyfendiyi hatip olarak davet ettik. Bizi geri çevirmeyen kıymetli hocama teşekkür ederim.
Çanakkale muharebelerinin ve neticesinde kazanılan muhteşem zaferin, büyük Türk Milletinin tarihinde ayrı, müstesna bir yeri vardır. Aziz milletimiz bu şanlı zaferi, türküleri, marşları, şiir ve romanları ile ölümsüzleştirmiş ve destanlaştırmıştır. Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencisi sevgili gençler, işte bu kahramanlık türkülerinden sizlere örnekler sunacak.
Konuşmasını yapmak üzere Özcan Hocamı kürsüye davet ederken güzel bir akşam ve Çanakkale ruhunu kaybetmemeyi temenni ediyorum.” dedi.
Sayın Özcan TÜRKMEN konuşmasına N.Yıldırım GENÇOSMANOĞLU’ nun şiiri ile başladı.
“And olsun geceye, gündüze. And olsun karaya, denize.
And olsun kaleme, kağıda… Bir millet yarattım Doğu’da
TÜRK diye bir yüce ad verdim. Önüne kılavuz kurt verdim.
En üstün, en değerli erdemi, En güzel ülkeyi yurt verdim.
Donattım ruhunu umanla Kolunun gücünü sert verdim.
Ve onu mazluma sığınak Zalimin başına dert verdim.” Sayın Özcan TÜRKMEN özetle şiir tadında ki konuşmasına şöyle devam etti.
“Onlar, geri dönmeyi hiç düşünmediler. Ölümü vuslat, savaşı yol bildiler. Sevdaları büyük, hayalleri engin, ay yıldızlı sancağın gölgesi; ocakları, evleri… Bir bayram sabahı sevinciyle çıktılar siperlerden. Savaştı, toydu, düğündü… Vatan için ölümdü onları sevindiren. Hiç üzülmediler, ağlamadılar. Toprağa düştükçe alınları, toprağa düştükçe al kanları, sadece “Allah bizimle. Vatan sağ olsun!” diyebildiler. Onlar geri dönmeyi hiç düşünmediler
Yoksa şu sayfada Oğuz
Yoksa şu sayfada Yavuz
Bizde yoğuz biz de yoğuz
Türk’ün üstünlüğü, seciye üstünlüğüdür. Türk’te kendini beğenmişlik yoktur. Türk erkeği cesur, kadını iffetlidir. Türk namuslu ve dürüsttür. Türk olmak, Türk ismi taşımak kâfi değil; Türk gibi düşünmek gerekir. Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültür ve medeniyette Dünya birinciliğini tutmaktır.
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmayacağını biliyoruz. Doğruluk için çağrımız var… Kalbimizde ne varsa dudağımızdan o dökülüyor:
Sen gürbüz ninenin gür ve temiz sütünü daha emerken azâmet-i nefs, sebat ve tahammül, itaat ve tahakküm gibi âmir olmak için yaratılmış bir cinsin faziletlerine mâlik olmuşsun. Bu hakimiyet esaslarını başka milletler, mekteplerde, medreselerde anlar. Sana bu meziyetleri, annenin iri bakışları, babanın kükreyen dik sesi, Kur’an’ın esrarengiz ahengi öğretmiş.
Sen Şark’ın kınına girmeyen bir kılıcısın. Döğüle döğüle tavlanır, vurula vurula kırılırsın. Yine her parçandan bir kıvılcım, her kıvılcımından bir şimşek çıkar, ilahî bir kuvvetin, ebedî bir feyzin var ey TÜRK!(Ahmed Hikmet Müftüoğlu)
Vatan borcunu ödemeden ölmek istemiyoruz. Vatanını seven için ilk şart, her şeye rağmen yaşamak değil mi? Vatan savunmasından, vatanı yükseltme çalışmasından yüce görev var mı?
Vatan için öleni Peygamber kucak açmış bekliyor. Bundan âlâ ölüm var mı?
Ülkü denen nazlı gelin erden şan ister. Büyük devlet kurmak için büyük kan ister. (Nihal ATSIZ)
Vatanını sevmeyenin ona hiçbir şey veremeyeceğine inanıyoruz. Vatan sevgisinin imandan geldiğini biliyoruz. Sultan Alpaslan’ın “Size öyle bir vatan bıraktım ki ebediyyen sizin olacaktır.”ve Atatürk’ün “Vatan bölünmez bir bütündür.” sözlerindeki sırrı biliyoruz.
Türk, ordu-milletlerin en çok dövüşenidir. Ecdadımız büyük medeniyetlere sahip olmuştur. Öyleyse bunu cihana bildirmek bize borçtur; ödenmelidir. Milletleri yargılayan tarih, Türk’ün hakkını elbette iade ve tasdik edecektir. İnsanlık tarihi düşünce tarihidir. Türk düşüncesi, Türk medeniyetidir. Medeniyet şahikası, Türk’ü gıptayla seyrediyor. Bu, cihana anlatılmalıdır.
Asil milletiz. Bizi asil yapan ruhun hürriyet olduğunu biliyoruz. Biz, zaten, sonunda zafer olduğu için harbi seviyoruz. Vatan sevgisi ahlakın başıdır. Toprak, milletin kökü… Kökümüz mazideyse atimiz için toprağa sahip olmak zorunda değil miyiz? Hep öyle olmadı mı?
Zaferden zafere koştuk.”Bayrak inmez, ezan susmaz” dedik. “Birimiz hepimiz; hepimiz birimiz için” dedik. Son nefer, son nefese kadar çarpıştık…
Milletimizin ana vasfı devamlılık… Dilde, terbiyede, gelenekte devamlılık… Din, ahlakımızdaki güzellik, devamlılığımızın yapı harcı…Sinsi düşmanlarımıza vereceğimiz en büyük ders, insani düşüncelerle milletimizin bekasını sağlamak. Orhun Abideleri’ndeki ulvi seslenişi tenimiz ve ruhumuzun her zerresinde hissederek, hep hissederek, nice kasırgaları da yine aşacağımıza inancımız tamdır.
Millet sevgisinden büyük sevgi olmadığını biliyoruz. Herkesin de bilmesini istiyoruz.
Millete hizmetin insanlığa hizmet olduğunu bütün Dünya’ya haykırıyoruz. Dertlerin çaresini biliyoruz. Reçete milli birlikte…
Büyük milletiz. İnsanımız büyük. İhtiyacı yüzünden küçülmeyen insanlar büyüktür. Büyüklüğümüzü biliyoruz. Bildiğimiz sürece engelleri aşacağımızı biliyoruz. Şeref verdik, şan verdik tarihte… Şerefimizi faziletimiz kazandırdı. Alçakgönüllü olduk. Gösteriş düşmanı olduk. Saygı gördük yedi düvelden…
Bu vatan çocuklarımız için Cennet yapılmaya layıktır. Bu memleket tarihte Türk’tü, halen Türk’tür ve ebediyen Türk kalacaktır.
Hamasi duygularla kendimizi avutmuyoruz. Oğuzhan gibi, Metehan gibi düşünüyoruz.
Başımızı yere eğmemek için nefsimizi fedaya hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
Bölünmez bütünlüğümüzün bekasını istiyoruz.” Dedi. Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri Çanakkale Türküsü, Allı Turnam, Yemen Türküsü, Hey On Beşli ve Türkiyem türkülerini icra ettiler.
Ocaklı aileler bu özel gecede Özcan TÜRKMEN Beyefendi’nin anlamlı konuşmasını dinlemenin yanında, Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin çaldığı güzel türküleri, şair Mehmet Ali KALKAN’ın, Zevri BİNGÜL’ün okuduğu şiirler ve Şube Başkanı Nedim ÜNAL’ın konuşması ile dolu dolu, keyifli çok güzel bir akşam geçirdi.