Bu haftaki Perşembe Sohbetimizde Türk Dünyası’nın Güncel Problemleri” konusuyla Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva bizlerle oldu.
“Birlik beraberlik tanımaktan geçer.Türk Dünyası birbirini tanımalıdır. Kardeşlik iyi bilinmezse coğrafya iyi bilinmezse, orayı sahiplenemezsiniz, Genç nesillerimiz milli şuurdan yoksun yetişir.Bu yüzden bizlere büyük görev düşüyor” diyerek sözlerine başladı.
“Artık öyle bir dönemden geçiyoruz ki sadece 10 yılın şekillendiği dönemler değil belki de 200 yıllık dönem şekilleniyor.. Biraz da hepimizin ortak geleceğini düşünme açısından bu çok önemlidir. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için düşüncesine ihtiyaç var. Böylece gerçek bir güç olur hakkımız olan hakkı elde edebiliriz.Doğu Türkistan,Kerkük,Telafer,Karabağ,Güney Azerbaycan,Kırım,Bayır Bucak’ta insanların acısı ve gözyaşı var. Her yerde bizim insanımızın gözyaşı ve üzüntüsü daha da artıyor.Kardeşlik iyi günde de kötü günde de beraber olmaktır.Türkiye’nin güçlü olması bizim de güçlü olmamız demektir”
300 milyonluk Türk nüfusunun Avrasya’da enerji koridorlarının geçtiği bölgede çok önemli bir noktada bulunduğunu ve Rusya’nın sıcak denizlere inme arzusundan hiç bir zaman vazgeçmeyeceğini söyledi. Paşayeva, başta Suriye ve Irak’taki Türkmenler olmak üzere Kırım, Karabağ, Doğu Türkistan, Ahıska Türkleri ve birçok yerde gözyaşı ve çilenin hâkim olduğunu belirterek, 1 milyon Azerbaycan Türkleri’nin Ermenistan’ın işgal ettiği topraklara dönmeyi beklediğini ifade etti.
“Yeniden hortlatılan Türkiye’deki terör olayını çok iyi bilmemiz gerekir. Bu terör sadece yüzde gördüklerimiz değil. Arkasında duranlar, silah verenler, para verenler, politik destek verenler var. En zor dönemlerden birinden geçiyoruz”
“Farkında olun. Yeni Çanakkale’deyiz. Bir zaman dedelerimizin verdiği mücadeleyi bugün bizim vermemiz gerekiyor. Bugün yeni Çanakkale ve haçlı seferlerinin yaşandığı dünyada yaşıyoruz.” diyen Paşayeva, şunları kaydetti: Neden yapıyorlar biliyor musunuz? Bu kale yıkılırsa, Türkiye zayıflarsa Müslüman Türk dünyasını nasıl istiyorlarsa öyle yönetirler. O yüzden bütün o düşmanlar bugün el birliği yapmış bu kaleyi zayıflatmaya çalışıyorlar. Hangi partiden ve ideolojiden olursa olsun gençlerin, hatta Türkiye dışındaki Türk devletlerinin, diasporadaki insanların da Türkiye’nin yanında olmaları zamanıdır. Çünkü bu kale zayıflarsa hepimiz zayıflayacağız. Bunu bilmemiz gerekir. Türkiye güçlenirse Azerbaycan güçlenecek, zayıflarsa zayıflayacak. Azerbaycan güçlenirse bu sizin de güçlenmeniz olacaktır. Kafkasya’da Türkiye’nin kalesi Azerbaycan’dır.”
“100 yıl önce babanız bile hayatta yoktu. Tarihi gerçekliği olmayan şeyleri parlamento gündemine taşıyorsunuz da kendiniz hayattayken Hocalı’da Türklere soykırım yapıldığında neden hiç parlamentonuza getirmediniz? Neden hiç konuşmuyorsunuz? İnsan hakları diye başımızı yiyorsunuz ama 1 milyon insan 20 yıldır evine gidemiyor. Ermenistan’ın işgali yüzünden. Neden kimsenin sesi çıkmıyor, itiraz etmiyor?İnsanlar siyasi parti, eş gibi hayattaki birçok şeyi seçebilir, ancak anne ve baba ile milletin seçemez.Ana çatımız, milli kimlik, milli düşünce,Türklük’tür.. O çatı öyle bir çatıdır ki altında inancından, ideolojisinden, düşüncesinden, partisinden her şeyi bir arada tutar. Bu çatıyı öyle güçlü tutacaksınız ki konu buraya geldiğinde hangi dinden, hangi mezhepten, hangi düşünceden olursa olsun bu çatı sayesinde her zaman güçlü olursunuz. Bizim Allah’ımız bir, dinimiz bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir. Altındaki her şey teferruattır.Müslüman dünyası üzerinde yine oyunlar oynanıyor ve Müslüman dünyası da bu oyunlara müsait. Eskiden silah, top, tüfek asker getirirlerdi. Şimdi ise ‘neden asker, silah gönderelim’ diyorlar ve hemen bir konuyu kaşıyıp Müslümanları kırdırıyorlar. Cahil toplumları, eğitimsiz toplumları nereye isterseniz götürebilirsiniz. Bu toplumlar üzerinde istediğiniz her türlü oyunları oynayabilirsiniz. Ama tarihini bileni eğitimli, donanımlı insanları oyuna getiremezsiniz.O yüzden gençlerimize gerçekleri konuşmamız lazım.
Rusya’nın sıcak denizlere inme arzusundan hiç bir zaman vazgeçmeyeceğini belirterek, her bir Türk gencinin tarihini iyi bilmesi gerektiğini ve geçmişte verilen mücadelelerin iyi bir şekilde özümsenmesi gerektiğini söyledi.