– Bugün hemen hemen tüm tartışmalar Beyaz Türkler üzerinden yapılıyor. Beyaz Türkler’in Nişantaşı erbabını anlatan bir terim olduğu söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?
Beyaz Türk’ten maksat bir sınıfsa tabii ki doğru bir şey. Çünkü her toplum gibi Türk toplumunda da farklı sınıflar var. Fakat Beyaz Türk’ten kastedilen İngiltere’deki, Almanya’daki hatta bırakın kapitalist ülkeleri, komünist ülkelerdeki nomanklatura (Sovyet Birliği döneminde Komünist rejim içindeki seçilmişler. En önemli idari görevlerde bulunanların tümü. Elitler) dediğimiz bir sınıfın çocukları ise o zaman biraz fazla kendilerine önem vermiş oluyor bizimkiler.
COĞRAFYA BİLMEZLER
– Peki Türkiye’de kendini Beyaz Türk olarak addedenleri nasıl tanımlarsınız?
Türkiye’nin Beyaz Türk denen takımını şimdi ele alalım. Bunların paraları vardır, o doğrudur fakat bunlar kaç nesil devam edebilecek orası belli değil! Eğitimleri son derece standart pakettir. İngilizce eğitimi veren bir okulda İngilizce öğrenir ya da Fransız okuluna giderler ama arkasındaki Avrupa kültürünün gerektirdiği ikinci dili, klasik dilleri bilmezler. Dünya gezileri, görgüleri son derece sınırlıdır, yüzeyseldir. Bavul gibi gezenleri çoktur, coğrafya bilmezler. Yeryüzündeki ahbaplarının arasında niye oturdukları belli değildir, çoğu seçkin zümrenin ben birçok Türk’ü kabul ettiğini zannetmiyorum.
FEVKALADE BECERİKSİZLER
– Sizce Avrupa’daki elit kesimden daha çok Amerika’ya mı yakın duruyorlar?
Doğru, Amerika’daki zenginlere daha yakındır konumları ama Beyaz Amerikalılar’a göre de fevkalade beceriksizdirler. Halbuki Amerikadaki üst düzey sınıf son derece yırtıcıdır, her yere uyum sağlar. Tam tersi Amerika’da alt sınıf hareketsizdir, bağladığın yerde durur. Bu yüzden Türkiye’deki ‘Beyaz Türklerin oturup adam akıllı düşünmesi lazım biz ‘karalardan’ ne kadar uzağız diye ki karalardan uzak olmaları da gerekir. Maalesef bizdekilerin vasıfları yeterli değil! Kısacası bizdeki Beyaz Türkler’in rengi pek beyaz değil! O kadar çok balçık tarafları var ki! Standardı son derece düşük bir takımdan bahsediyoruz ama değişeceğini ümit ediyorum. Sanat bilgileri, zevkleri, kültürleri gelişmiş bir kaç kişi var ama iki elin on parmağını geçmez.
HİÇ MAKBUL BİR ZÜMRE DEĞİL
– Türkiye’de elit bir kesim arayışı mı var?
Aynen öyle bunun adı elit aramadır. Bir toplumda babadan oğla geçen bir aristokrasi olmalı. Bunu taşıyabilen ve üstlenebilen bir grup kesinlikle olmalı. Maalesef Türk toplumunda böyle bir mekanizma yok! Oğullar babaların mirasını alamıyor! Ya o mirası alabilecek durumda değiller ya da devredilecek bir miras yok! Ve devamlı yeni bir elit zümre çıkıyor. Bir şekilde araya sızıyorlar. Türkiye’de herkes her yere kolayca çıkıyor! Birtakım mekanizmalar gruplaşmalarla birileri birilerine tutunuyor ve yukarı çıkıyor. Yerini hak etmemiş elitler bunlar. Muhteşem bir sirkülasyon var. Fakat o sirkülasyondan iyi bir alev gelmiyor. Çer çöp geliyor. Türkiye elitlerinin böyle bir çıkmazı var. O yüzden Beyaz Türk tanımlaması çok boş. Sorarsan İstanbul’da herkes aristokrat. Bana göre ise sayı çok çok az! En doğrusunu rahmetli Monic Benardete söylemişti: ‘ Ne aristokratı? Kim var Neslişah Sultan’dan başka’
– Peki bu tanım kim için kullanılıyor?
Türkiye’deki Beyaz Türk zümresi hiç makbul bir zümre değil. Tek tek baktığın zaman güzel, zeki, dürüst insanlar var fakat umumi olarak bir sınıf kültüründen bahsedemiyoruz. Mesela Roma’ya, Paris’e gittiğin zaman, hatta büyük tahribat geçirmesine rağmen bir Viyana aristokrasisine baktığın zaman insanlarda geçmişinin izlerini, kalıntılarını görüyorsun. Ve o kalıntıların onları taşıdığına şahit oluyorsun. Türkiye’de bunu bulmak çok zor. Onun için Beyaz Türk tabirini çok sık kullanmamak gerekir.
Bu doğru bir şey değil!
– Israrı neye bağlıyorsunuz o zaman?
Türkiye’de Beyaz Türk diye adlandırdığımız sınıfın kendine böyle bir paye vermesinden kaynaklanıyor bu durum. Bu alüvyonsuz nehrin dolaşımı adeta. Sular çekildiğinde geride hiçbir şey kalmıyor. Bence Türkiye’de en önemli sorunlardan biri ‘elit’in kendini yetiştirmesidir. Yetiştireceği kurumları teşekkül ettirmesidir. Düşünün ki Osmanlı bir Galatasaray Lisesi yaratmış bürokrat ‘elit’ini yetiştireyim diye.
İKİ DİL BİLMEKLE OLMAZ
– Beyaz Türk olarak nitelendirilebilecek birkaç kişi olduğunu söylediniz. Söylemek istemiyorsunuz ama kimler mesela?
Özellikle kadınların üzerinde durmak istiyorum. Bizim Neslişah Sultan ve İdil Biret gibi gerçekten entelektüel ve dünyayı kavramış hatunlarımız olduğuna göre demek ki Beyaz Türkler, Türkiye’de de var olabiliyor! Ama bu iş dışarıdan diploma alıp, bir iki dil bilmekle olmaz! Beyaz Türk olmak, olabilmek lazım. Türkiye’nin buna gerçekten ihtiyacı var.
YURTDIŞINDA EVLERİ VAR
– Beyaz Türkler niye bu kadar ulaşılmazlar ?
Paraları var ve ona göre bir yaşamları var da ondan. Bugün dünyanın her yerinde paralı Türkler görmeniz mümkün. Her birinin New York, Londra, Paris’te apartmanları var, dünyanın en seçkin lokantalarında onlara rastlayabilirsiniz. Bu çok önemli bir şey. Ama başka faaliyetlerde yoklar. Yurtiçinde hiçbir organizasyonda yer almıyorlar. Topkapı’ya kaç kişi bağış yapıyor hiç sordunuz mu?
– Peki ya siz?
Birkaç nesildir kitapla büyüyen insanlarız. Dördüncü nesil mühendis bir ailenin mensubuyum. Ben ikinci, üçüncü nesli temsil ediyorum. Ve hemen hemen her şeyi annemden babamdan öğrendim. Evet, tüm bu özeliklerimle Beyaz Türk olduğum söylenebilir. Ama bu bir takım, grup işidir bunu da unutmamak gerekir. Diğer taraftan bugün Türkiye’de kendini çok eksik ve yanlış bir şekilde yetiştiren, yaratan bireylerden oluşan gruplar var. Bu grupları Beyaz Türk olarak nitelendirmek fevkalade yanlış olur. Buna çok dikkat etmek gerekir.
KENDİMİZİ ABARTMAYALIM
– Beyaz Türk, Türk’ün ‘beyaz’ının karşısında ‘siyah’ ve ‘kara’sını öngördüğü için ırkçı bir terim gibi gelmiyor mu kulağa?
Hiç ırkçı değil! Beyazlıkta sadece kendini bir abartma var. Beyaz Türk, beyaz değil çünkü Türkiye’de. Gittikçe griye veya siyaha yaklaşan bir renk görüyoruz bugün. Kontrastın, tezadın çok kesin olması gerekir. Çünkü bu toplum böyle maalesef eşitlik yok. Mesela size bir örnek vereyim. Bulgaristan’ın ünlü Bizans tarihçisi Prof. Petar Mutafchiev’in kızı ünlü Osmanlı tarihçisi Vera Mutafchiev’di ve hatta onun kızı da tarihçiydi ama erken yaşta öldü. Verdiğim örnek komşu köylü dediğimiz Balkanlar’dan! Bunlar önemlidir sırf kapitalistler için değil entelektüel hanedanlar açısından da bu büyük önem taşır. Türkiye’de bu devamlılığı, geçişkenliği göremiyorsunuz! Bu yüzden kendimizi abartmayalım.
İSLAMİ BURJUVAZİ YOLUN BAŞINDA
– Bir de ‘Beyaz Müslüman’lar var. Bu iki tanımı birbirinden ayıran unsurlar neler?
Müslüman burjuvazisi şimdi yeni yeni yükselişte. Onların çocukları giyim kuşama düşkün. Pahalı markalar giyiyor, jöle kullanıyor, lüks otellere gidiyorlar. Ne yapıp edip Amerika’nın, İsviçre’nin büyük üniversitelerinde okuyorlar. Bu şüphesiz ki büyük bir atılım. Ve Türkiye’deki İslamcı elit sınıfı dünyanın diğer tarafındaki İslamcı çevrelerden ayıran bir özellik! Fakat yetersizler. Henüz daha yolun başındalar.
– Bahsettiğiniz İslami elit kesim ne zaman yükselişe geçti peki?
Daha çok yeni. Bunların hepsini hayatımızın içinde gördük. Bu kesim birkaç sene önce canlanmaya başladı diyebilirim. Esnaflıktan açılıma doğru gidiyorlar. Bir nevi Protestan-Kalvinist (Modern muhafazakar) etiğe sahip insanlar bunlar. Fakat neyi nereye kadar götürdükleri belli değil. Çok yanlış bir kanaat var yanız bu kesimle ilgili! O da bu grubun Osmanlı kültürünü çok iyi bildikleri ile ilgili. Bu doğru değil! Diğer taraftan bu tip bir eğilimin lazım olduğunu da söylemek lazım. İnşallah iyi bir yere doğru giderler.
– Akşam Gazetesi olarak Abdullah Öcalan ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. ‘Cumhuriyet tarihinde yaratılmak istenen ulus kimliği Türk kimliğidir. Beyaz Türkler’in uyguladığı faşizm diğer tüm farklılıkları yok sayıyor’ demişti. Beyaz Türkler’in faşist görülmesinin sebebi ne olabilir?
Yok farz etsen ne olacak? Bir sürü Kürt var bunu mu yok farz edeceksin? Büyük şehirlerin hemen hemen hepsine yerleşmiş, yayılmış bir sürü Kürt yok mu? Burada sorunu kendilerinde aramaları lazım. Kürt elitinin; Kürt dilini, edebiyatını en başta kendisinin öğrenmesi gerekir. Devlet vermedi diye şikayet etmek grotesk (abartılı, gülünç) kaçıyor! Kendi şairin, kendi edebiyatçın olacak! Bunu kendin yaratacaksın! Bir Constantin Jirecek (Çek asıllı tarihçi, diplomat, siyasetçi) yaratacaksın mesela! Onun için ‘Beyaz Türkler’in nasıl bir kimlik yarattığı, nasıl baktığı kimseyi ilgilendirmesin. İnsanlar önce kendilerini inşa etmeye çalışsınlar.
REFERANDUM, BU KİTLENİN PROFİLİNİ VERMEZ
– Ertuğrul Özkök bir yazısında ‘Beyaz Türk lafını her geçen gün biraz daha seviyorum çünkü onları temsil eden yüzde 42’lik bir kesim var’ demişti. Referanduma ‘hayır’ diyen bu kesimin adı sizce de Beyaz Türk mü? Onlara başka ne diyebiliriz?
Valla o çok başka bir şey, çok karmaşık! Beyaz Türkler’i herhalde kendince belirli bir dünya görüşü olan, belirli bir yaşam tarzına özenen, benimseyen bir takım olarak nitelendiriyor Özkök. Ben de sana AK Parti’ye oy veren, referandumda ‘evet ‘diyen bir sürü grup söyleyebilirim Beyaz Türk diye nitelendirdikleri… Hiç alakası yok oysaki. Bu kitlenin profilini referandumlar vermez. Siyasi yaklaşımda böyle bir ayrım yapmak pratik nedenlerle Ertuğrul’un yaptığı gibi işe yarayabilir, faydacıdır ama bilimsel açıdan karşılığı bu değildir. Türk toplumun elit yetiştirmesi için daha çok fırın ekmek yemesi lazım. Maalesef yapamamışız. Alçı tutmuyor devamlı dağılıyor.’
http://www.aksam.com.tr/2010/10/24/haber/guncel/17057/beyaz_turkler__beyaz__degil.html