2. Sürecin en nihâyetinde yine aynı Devlet Ermenileri toptan imhâ etmiştir.
3. Bu büyük insanlık trajedisi uzun zaman unutulmuş/unutturulmuş ve mâsûm, mazlum ve mağdur, asîl ve necîb Ermeni milleti iki türlü zulme mâruz bırakılmıştır: Hem kitlevî olarak imhâ edilmişlerdir ve hem de feryadlarına kulak asan olmamıştır.
4. Bunun üzerine, başka çâre bulamayan Ermeniler, ASALA adında bir örgüt kurarak Türk diplomatlarını katletmeye, cinâyetler işlemeye başlamışlardır.
5. ASALA’nın metodu yanlıştı – yazıda öyle birşey yok; ben ekliyorum (D.H.) – ama gayesi doğru idi.
6. Metoddaki bu yanlışlığın müsebbibi de yine Türklerdir; çünkü katliâmı kasten küllemişlerdir.
7. Sonuç olarak, ASALA, doğru ve meşrû hedefine varmak için terör dışında başka bir yol bulamadığından nâşi, gaye vâsıtayı meşrû kılacağına binâen, doğru bir iş yapmış olmaktadır.
8. Aynı mantık PKK için de geçerlidir: Medârı iftiharımız Orhan Efendi’nin de şehâdeti ile sâbittir ki, Türkler – Ermeniler kadar olmasa da – Kürtleri de katliâma tâbi’ tutmuşlardır; fakat gerek Türkiye ve gerekse de dünya bundan habersiz kalmıştır – yine suçlu Biz Türkler tabiî ki -; bunun üzerine, “başka türlü olmuyor birâder” diyen Kürtler de PKK’yı kurmuşlardır ve O da çeyrek asırdır Türkiye’yi kana bulamıştır. PKK’nın metodu da yanlıştır – ben öyle istihraç ediyorum (D.H.) – ama gayesi haklıdır, meşrûdur ve öyleyse PKK da, ASALA gibi, doğru birşey yapmış olmaktadır.
9. Sâdece bu kadarcık mı?
Elbet de değil; gizli tehdîdi görmüyor muyuz?
Nasıl mı?
Şöyle: Siz Türkler bu kalın kafalılığa devam ederseniz, yine başka çâre kalmayacağı için Ermeni terörü yeniden başlar; haklı olarak!
Şu hâlde:
Yaşasın ASALA!
Yaşasın PKK!
Yaşasın TERÖR!
Mantık nasıl ama?
Muhteşem!
Ve bir de soru: Bunun adı, terör örgütü lehinde propaganda yapmak değilse nedir?
Ve terör örgütü lehinde propaganda yapmak da suç değil midir?
***
Ey Türk!
Bu güruh bir de sana zekâ testi uyguluyor. Nasıl mı? Şöyle: “Biz”, diyorlar, “Erme-nilerin Soykırım tezini reddediyoruz; Soykırım yok, Katliâm var.”
Ne zekâ ama!
Başkasını ahmak zannedenin kendisinin ahmak olacağını farkedemeyen bir zekâ!
***
Kim bu adamlar ve onları bir araya getiren sâik, ortak noktaları nedir?
Sizlere de danışmak istiyorum ama ben cevâbı bildiğimi sanıyorum:
Bu adamların kim oldukları değil, önemli olan, kim olmadıkları: Bunlar, bu toprağın, bu tarihin, bu milletin adamı değil; bu adamlar bizden değil, bize benziyorlar sûretâ, ama bizden değiller.
Bu makuleyi bir araya getiren ne dar kontekstte Ermeni sevgisi, ne en kapsamlı kontesktte insan sevgisi ve ne de herhangi birşeyin sevgisi, bu karanlık yüreklerde sevgi yok, barınamaz ki; bu adamları bir ara getiren sevgi değil, kin ve nefret; kendilerine insandan sayılmaları için her imkânı sunan, kariyer veren, ünvan veren, isim veren, şöhret veren, adam sınıfına sokan Türkiye’ye ve Türklere karşı dinmek bilmez bir kin, ağdalı, kıvamlı, telveli, simsiyah, katran gibi, zift gibi bir nefret.
Bu adamların kinleri, dinleri olmuş.
Nerede Türkiye’nin ve Türklerin aleyhinde tırnak ucu kadar bir zıkkımın kökü görseler hemen ona yapışan bu grup bir kin ve nefret koalisyonu; başka hiçbir şey değil.
Ey Türk!
Bu adamlar senin ap-açık düşmanın!
Düşman iyidir; çünkü bana kim olduğumu öğretir. Bu îtibarla, onlar aslında sana hizmet ediyor, farkında olmadan.
Ey Türk!
Onları iyi tanı ve asla unutma!
Bir gün gelir, lâzım olur.
Olacaktır da.
http://www.durmushocaoglu.com/dh/yazi.asp?yid=5488770