Ocağımızın 30 yıldır geleneksel hale getirmiş olduğu Ramazan konferanslarının dördüncüsü “Kur’an’ı Anlama Üzerine” konusuyla Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Mustafa Yıldırıml bizlerle birlikte oldu.Sayın Yıldırım konuşmasında özetle şunları söyledi;
Kuran-ı Kerim 610-632 yılları arasında inen ve İbrahim suresi 4. Ayeti gereği (Biz her peygamberİ kendi kavminin diliyle göndeririz) Arapça gönderilmiş ilahi bir kitabın adıdır. Kuran-ı Kerim ilk vahyi ikra ile başlar. Genelde okumak anlamında çevrilse de bu ifade tefekkürlü okumak demektir. Metin okuyuşunun karşılığının Arapça tilavettir. Dolayısıyla Kuranı anlamak üzere yapılacak sohbetinde ana konusunu da tefekkürlü okuma oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında üç kitabı okumadan Kuran-ı Kerim’i anlamanın imkanı yoktur. Okunacak ilk kitap insan kitabıdır. Onun yaratılışı özellikleri, beklentileri, hayalleri ve nankörlükleri ve benzeri özellikler ciddi tahlil edilmeden Kuran’ı anlama imkanı olmaz. Bu yönden psikoloji, sosyoloji, tarih ve antropoloji Kuran’ı anlamada önemli bir yoldur. İkinci kitap tabiat kitabıdır. Bütün peygamberlerin çobanlık yaptığını rivayet alırsak varlık alemini gözlemlemek, varlığın hakikatini keşfetmek, evrendeki dengeyi tefekkür etmek, Kuran’ın anlaşılması için şarttır. Okunacak son kitap ise vakaat kitabıdır. Yani geçmiş toplumların tarihleri ile alakalı onların başına gelenlerle ilgili iyi tefekkür etmek gerekir. Zira onların tecrübeleri kuranda ciddi manada yer bulur ve bu çerçeveden bakıldığında Kuranı Kerim’i anlamak daha kolay olur.
https://www.facebook.com/pg/esturkocagi/photos/?tab=album&album_id=2080198002252090